23- Bir Şey İstemek /
Dilenmek
(:-842-:) Zeyd b. Ukbe bildiriyor: Haccac, (bir gün) Zeyd b. Ukbe'ye:
"Benden bir şey istemekten seni alıkoyan şey nedir?" diye sordu. Zeyd
b. Ukbe şu karşılığı verdi: Semure b. Cundub dedi ki: "Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
"Dilenrnek, (yüzü)
tırmalatmak demektir. Çünkü dilenrnek suretiyle kişi yüzünü tırmalattınr.
Dileyen (dilencilik yaparak) yüzünü tırmalattmr ve dileyen de (yüzünü)
tırmalatmaz. Ancak kişinin, sultandan / devletin yetkili makamından bir şey
istemesi veya bir işin kendisini içinden çıkılmaz hale düşürmesi durumu
müstesnadır" buyurdu.
- - -
isnadı sahihtir. ibn
Hibban 5/164 (3377), Tayalisi müsned 1/177 (845), Ahmed, müsned
(5/10-19), Ebu Davud,
sünen (1639), Nesai sünen (5/100), Tahavi (2/18) ve Tirmizi, sünen (681)
(:-843-:) Başka bir kanaıla yukarıdaki hadisin aynısı naklediimiştir
Derim ki: Önceki Haccac
kıssasını kısa bir şekilde benzer lafızla senedli bir şekilde zikretmiştir.
Yalnız "Dilenmek, (yüzü) tırmalatmak demektir. Çünkü kişi, dilenrnek
suretiyle yüzünü tırmalattırır" ifadesine yer vermiştir.
- - -
isnadı sahihtir. ibn
Hibban 5/168-169 (3388)
(:-844-:) Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in sahabisi Sehl b.
el-Hanzaliyye nakleder:
Uyeyne b. Hısn ile Akra'
b. Habis, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e (gelip O'ndan) bir şeyler
istediler. Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Muaviye'ye;
onlara istedikleri şeylerin verilmesi (için oturdukları yerlerin zekat
memurlarına) mektup yazmasını emretti. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
mektubu mühürledi ve o mektubu onlara vermesini (Muaviye'ye) emretti.
Uyeyne'ye gelince o:
"O mektubun içerisindeki nedir?" diye sordu. Muaviye:
"O mektubun
içerisinde Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in (sizin için) emrettiği
şeyler var" dedi. Bunun üzerine Uyeyne mektubu öptü ve sarığının içerisine
sardı. O, ikisinden en yumuşak huylu olanı idi.
Akra'ya gelince ise o:
"Benim, Mütelemmis'in sayfası' (mektubu) gibi içinde ne olduğunu
bilmediğim bir mektubu (kavmime mi) götüreceğim?" dedi. Bunun üzerine
Muaviye, her ikisinin bu sözünü Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e haber
verdi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
bir ihtiyacını gidermek için çıktı. Derken gündüzün başında Mescid'in kapısında
yere çöktürülmüş dişi bir deveye rastladı. Sonra günün sonunda o deveye
(Mescid'in kapısında) yine rastladı. O halen yerinde durmaktaydı. Bunun üzerine
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
"Bu devenin sahibi
nerede?" diye sordu. Bunun üzerine devenin sahibi arandı, fakat
bulunamadı. Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Bu
hayvanlar hususunda Allah'tan korkunuz. Onlara sağlıklı olduklarında bininiz.
Semiz olduklarında da yiyiniz. Az önce -Akra'yı kastederek- öfkesi kabaran
kimse gibi, kimin yanında kendisine yetecek malı olduğu halde bir şeyler
isterse / dilenirse, o kişi ancak kendisini cehennem'in kor ateşine götürecek
şeyi çoğaltmış olur" buyurdu. Sahabiler:
"Kişiye yetecek
malın miktarı nedir?" diye sordular. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem:
"Ona öğle ve akşam
yemeğinde yetecek miktardır" buyurdu.
- - -
isnadı sahihtir. ibn
Hibban 5/166-167 (3385), Ahmed, müsned (4/180-181), Beyhaki,
sünen (7/25) ve
Taberani, M. el-kebir 6/96-97 (5620)
(:-845-:) Başka bir kanaıla yukarıdaki hadisin aynısı nakledilmiştir.
- - -
isnadı sahihtir. ibn
Hibban (545)0
(:-846-:) Ebu Said el-Hudri der ki: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'i şöyle buyururken işittim:
"Kim bir ukiyye'si
olduğu halde bir şey isterse / dilenirse o kimse muhtaç olmadığı halde dilenmiş
olur"
Ebu Said el-Hudri
devamla der ki: Ben: "Dişi devem, bir ukiyyeden daha iyidir" dedim.
Ravi: "Bir ukiyye,
kırk dirhemdir (gümüştür)" dedi.
- - -
İsnadı sahihtir. İbn
Hibban 5/165 (3381), Ahmed, müsned (3/7-9), Ebu Davud, sünen (1628), Nesai
sünen (5/98), Ebu Davud, sünen (1628) ve Beyhaki, sünen (7/24)
(:-847-:) Cabir b. Abdiılah'ın bildirdiğine göre Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmaktadır:
"Doğrusu sizden
birisi bana gelip benden (hak etmediği halde) bir şeyler istiyor, ben de ona
(istediği şeyleri) veriyorum. O da koynunda o ancak ateş taşıyarak
gidiyor" buyurdu.
- - -
İsnadı sahihtir. İbn
Hibban 5/166 (3383)0
(:-848-:) Ebu Said el-Hudri anlatıyor: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem, (bir gün) bir altın bölüştürürken o sırada O'na bir adam geldi ve:
"Ey Allah'ın
Resulü! Bana da ver" dedi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona da
verdi. Daha sonra adam: "Bana daha fazla ver" dedi. Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona üç kat fazla verdi. Sonra adam, dönüp gitti.
Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Bir adam bana gelip
benden (hak etmediği halde) bir şeyler istiyor, ben de ona (istediği şeyi)
veriyorum. Sonra benden (yine bir şey) istiyor, ben de ona üç kat fazla
veriyorum. Sonra da dönüp gidiyor. Ailesinin yanına (bu şekilde) dönüp
gittiğinde (aslında) giysisinin içerisine bir ateş koymuş oldu" buyurdu.
- - -
ibn Hibban 5/110
(3254).
(:-849-:) Ömer b. el-Hatti3b anlatıyor: Kendisi, Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'in yanına girdi ve: "Ey Allah'ın Resulü! Filanca kimseyi
şükrederken gördüm. Çünkü o kişi, senin, kendisine iki (altın) dinar verdiğini
söyledi" dedi. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
"Fakat filanca
kişiye on ile yüz (altın) dinar arasında verdim. Oysa o buna şükretmiyor ve
bunu dile getirmiyor. Sizden birisi benim yanımdan (muhtaç olmadığı halde)
ihtiyacını koltuk altına alarak çıkıyor. Oysa (hak etmediği halde aldığı) o
mal, (o kişi için) ancak bir ateştir" buyurdu.
Ömer devamla der ki: Ben
de: "Ey Allah'ın Resulü! O zaman (hak etmedikleri şeyleri) onlara
verme" dedim. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
"Onlar sadece benden
istediler. (Ben de isteneni veririm.) Allah benim cimri olmamı istemez"
buyurdu.
- - -
isnadı hasendir. ibn
Hibban 5/174-175 (3405), Ahmed, müsned (3/4-16), Bezzar, müsned
1/437 (925) ve Hakim
(1/46)
(:-850-:) Ömer b. el-Hattab'ın bildirdiğine göre Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmaktadır:
"Kim malını
çoğaltmak için insanlardan bir şeyler isterse / dilenirse, istediği / dilendiği
o şey mutlaka kızdırılmış alevii ateşten taşlardır. Artık dileyen (bir şeyler
istemekten / dilenmekten vazgeçerek bu alevii taşları) azaltsın ve isteyen de
(bir şeyler isteyerek! dilenerek bu taşları) çoğaltsın.
- - -
ibn Hibban 5/166
(3382) ve ibn Ebı Şeybe, Musaımef (3/209)
(:-851-:) Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem şöyle buyurmaktadır:
"Doğrusu dünya, hoş
ve tatlıdır. Buna göre biz, kime gönül hoşluğuyla ve güzel bir yemek yeme
amacıyla ondan bir şey verirsek, (o da onu) tamahkar -veya açgözlü- olmaksızın
(alırsa) o şey o kimse için bereketli kılınır. Kime de gönül hoşluğu, güzel bir
yemek yeme amacı ve tamahkar olmaksızın ondan bir şey verirsek (o kimse de bunu
alırsa) o şey o kimse için bereketli
Kılınmaz.
- - -
İsnadı hasendir. İbn
Hibban 5/89 (3205) ve Bezzar, müsned 1/435 (920)
(:-852-:) Havle binti Kays anlatıyor: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem, (bir gün) bize geldi. Ona bir yemek (hazırlayıp önüne) sunduk. Elini
onun içine sokunca sıcak olduğunu anladı. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem:
"Acıdı!"
buyurdu. Daha sonra Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Ademoğlu'na
bir soğukluk isabet etse:
«Acıdı» der. Eğer ona
bir sıcaklık isabet etse: «Acıdı» der" buyurdu.
Daha sonra Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile Hamza b. Abdilmuttalib dünyaenın hali)
konusunda birbirleriyle konuştular. Nihayet Resulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem:
"(Bu) dünya (malı),
hoş ve tatlıdır. Kim gereği şekilde onu elde etmeye çalışırsa kendisi için
bereketli kılınır. Kim de Allah ve Nebi'in dağıtacağı ganimet malından değişik
yollara başvurarak almaya kalkarsa kıyamette kendisi için sadece ateş
vardır" buyurdu.
- - -
isnadı ceyyiddir. ibn
Hibban 4/242 (2881), Taberani, M. el-Kebir 24/230 (538, 582, 587),
Abdurrezzak, Musannef
4/59 (6962), müsned Humeydi 1/171 (353), Ahmed, müsned (6/378) ve Tirmizi,
sünen (2375)
Derim ki: Sahlh'te bu
nadisin son kısmından bir bölüm yer almaktadır.
(Buhari, zekat 47; Müslim, zekat 123 (1052)'de Ebu Said el-Hudri'den)
(:-853-:) Başka bir kanaıla yukarıdaki hadisin aynısı naklediimiştir
Derim ki: Bu hadisi
benzer senedle bundan dana kısa bir şekilde zikretn:ıiştir.
- - -
İsnadı ceyyiddir. İbn
Hibban 7/22-23 (4495)