SAHİH-İ İBN-İ HİBBAN Zvd

BABLAR    KONULAR  -  NUMARALAR

KİTABU’Z-ZEKAT

<< 462 >>

23- Bir Şey İstemek / Dilenmek

 

(:-842-:) Zeyd b. Ukbe bildiriyor: Haccac, (bir gün) Zeyd b. Ukbe'ye: "Benden bir şey istemekten seni alıkoyan şey nedir?" diye sordu. Zeyd b. Ukbe şu karşılığı verdi: Semure b. Cundub dedi ki: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

 

"Dilenrnek, (yüzü) tırmalatmak demektir. Çünkü dilenrnek suretiyle kişi yüzünü tırmalattınr. Dileyen (dilencilik yaparak) yüzünü tırmalattmr ve dileyen de (yüzünü) tırmalatmaz. Ancak kişinin, sultandan / devletin yetkili makamından bir şey istemesi veya bir işin kendisini içinden çıkılmaz hale düşürmesi durumu müstesnadır" buyurdu.

 

- - -

isnadı sahihtir. ibn Hibban 5/164 (3377), Tayalisi müsned 1/177 (845), Ahmed, müsned

(5/10-19), Ebu Davud, sünen (1639), Nesai sünen (5/100), Tahavi (2/18) ve Tirmizi, sünen (681)

 

 

 

(:-843-:) Başka bir kanaıla yukarıdaki hadisin aynısı naklediimiştir

 

Derim ki: Önceki Haccac kıssasını kısa bir şekilde benzer lafızla senedli bir şekilde zikretmiştir. Yalnız "Dilenmek, (yüzü) tırmalatmak demektir. Çünkü kişi, dilenrnek suretiyle yüzünü tırmalattırır" ifadesine yer vermiştir.

 

- - -

isnadı sahihtir. ibn Hibban 5/168-169 (3388)

 

 

 

(:-844-:) Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in sahabisi Sehl b. el-Hanzaliyye nakleder:

Uyeyne b. Hısn ile Akra' b. Habis, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e (gelip O'ndan) bir şeyler istediler. Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Muaviye'ye; onlara istedikleri şeylerin verilmesi (için oturdukları yerlerin zekat memurlarına) mektup yazmasını emretti. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, mektubu mühürledi ve o mektubu onlara vermesini (Muaviye'ye) emretti.

 

Uyeyne'ye gelince o: "O mektubun içerisindeki nedir?" diye sordu. Muaviye:

 

"O mektubun içerisinde Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in (sizin için) emrettiği şeyler var" dedi. Bunun üzerine Uyeyne mektubu öptü ve sarığının içerisine sardı. O, ikisinden en yumuşak huylu olanı idi.

 

Akra'ya gelince ise o: "Benim, Mütelemmis'in sayfası' (mektubu) gibi içinde ne olduğunu bilmediğim bir mektubu (kavmime mi) götüreceğim?" dedi. Bunun üzerine Muaviye, her ikisinin bu sözünü Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e haber verdi.  Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, bir ihtiyacını gidermek için çıktı. Derken gündüzün başında Mescid'in kapısında yere çöktürülmüş dişi bir deveye rastladı. Sonra günün sonunda o deveye (Mescid'in kapısında) yine rastladı. O halen yerinde durmaktaydı. Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

 

"Bu devenin sahibi nerede?" diye sordu. Bunun üzerine devenin sahibi arandı, fakat bulunamadı. Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Bu hayvanlar hususunda Allah'tan korkunuz. Onlara sağlıklı olduklarında bininiz. Semiz olduklarında da yiyiniz. Az önce -Akra'yı kastederek- öfkesi kabaran kimse gibi, kimin yanında kendisine yetecek malı olduğu halde bir şeyler isterse / dilenirse, o kişi ancak kendisini cehennem'in kor ateşine götürecek şeyi çoğaltmış olur" buyurdu. Sahabiler:

 

"Kişiye yetecek malın miktarı nedir?" diye sordular. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

 

"Ona öğle ve akşam yemeğinde yetecek miktardır" buyurdu.

 

- - -

isnadı sahihtir. ibn Hibban 5/166-167 (3385), Ahmed, müsned (4/180-181), Beyhaki,

sünen (7/25) ve Taberani, M. el-kebir 6/96-97 (5620)

 

 

 

(:-845-:) Başka bir kanaıla yukarıdaki hadisin aynısı nakledilmiştir.

- - -

isnadı sahihtir. ibn Hibban (545)0

 

 

 

(:-846-:) Ebu Said el-Hudri der ki: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i şöyle buyururken işittim:

 

"Kim bir ukiyye'si olduğu halde bir şey isterse / dilenirse o kimse muhtaç olmadığı halde dilenmiş olur"

 

Ebu Said el-Hudri devamla der ki: Ben: "Dişi devem, bir ukiyyeden daha iyidir" dedim.

 

Ravi: "Bir ukiyye, kırk dirhemdir (gümüştür)" dedi.

 

- - -

İsnadı sahihtir. İbn Hibban 5/165 (3381), Ahmed, müsned (3/7-9), Ebu Davud, sünen (1628), Nesai sünen (5/98), Ebu Davud, sünen (1628) ve Beyhaki, sünen (7/24)

 

 

 

(:-847-:) Cabir b. Abdiılah'ın bildirdiğine göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmaktadır:

 

"Doğrusu sizden birisi bana gelip benden (hak etmediği halde) bir şeyler istiyor, ben de ona (istediği şeyleri) veriyorum. O da koynunda o ancak ateş taşıyarak gidiyor" buyurdu.

 

- - -

İsnadı sahihtir. İbn Hibban 5/166 (3383)0

 

 

 

(:-848-:) Ebu Said el-Hudri anlatıyor: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, (bir gün) bir altın bölüştürürken o sırada O'na bir adam geldi ve:

 

"Ey Allah'ın Resulü! Bana da ver" dedi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona da verdi. Daha sonra adam: "Bana daha fazla ver" dedi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona üç kat fazla verdi. Sonra adam, dönüp gitti. Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Bir adam bana gelip benden (hak etmediği halde) bir şeyler istiyor, ben de ona (istediği şeyi) veriyorum. Sonra benden (yine bir şey) istiyor, ben de ona üç kat fazla veriyorum. Sonra da dönüp gidiyor. Ailesinin yanına (bu şekilde) dönüp gittiğinde (aslında) giysisinin içerisine bir ateş koymuş oldu" buyurdu.

 

- - -

ibn Hibban 5/110 (3254).

 

 

 

(:-849-:) Ömer b. el-Hatti3b anlatıyor: Kendisi, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına girdi ve: "Ey Allah'ın Resulü! Filanca kimseyi şükrederken gördüm. Çünkü o kişi, senin, kendisine iki (altın) dinar verdiğini söyledi" dedi. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

 

"Fakat filanca kişiye on ile yüz (altın) dinar arasında verdim. Oysa o buna şükretmiyor ve bunu dile getirmiyor. Sizden birisi benim yanımdan (muhtaç olmadığı halde) ihtiyacını koltuk altına alarak çıkıyor. Oysa (hak etmediği halde aldığı) o mal, (o kişi için) ancak bir ateştir" buyurdu.

 

Ömer devamla der ki: Ben de: "Ey Allah'ın Resulü! O zaman (hak etmedikleri şeyleri) onlara verme" dedim. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

 

"Onlar sadece benden istediler. (Ben de isteneni veririm.) Allah benim cimri olmamı istemez" buyurdu.

 

- - -

isnadı hasendir. ibn Hibban 5/174-175 (3405), Ahmed, müsned (3/4-16), Bezzar, müsned

1/437 (925) ve Hakim (1/46)

 

 

 

(:-850-:) Ömer b. el-Hattab'ın bildirdiğine göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmaktadır:

 

"Kim malını çoğaltmak için insanlardan bir şeyler isterse / dilenirse, istediği / dilendiği o şey mutlaka kızdırılmış alevii ateşten taşlardır. Artık dileyen (bir şeyler istemekten / dilenmekten vazgeçerek bu alevii taşları) azaltsın ve isteyen de (bir şeyler isteyerek! dilenerek bu taşları) çoğaltsın.

 

- - -

ibn Hibban 5/166 (3382) ve ibn Ebı Şeybe, Musaımef (3/209)

 

 

 

(:-851-:) Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmaktadır:

 

"Doğrusu dünya, hoş ve tatlıdır. Buna göre biz, kime gönül hoşluğuyla ve güzel bir yemek yeme amacıyla ondan bir şey verirsek, (o da onu) tamahkar -veya açgözlü- olmaksızın (alırsa) o şey o kimse için bereketli kılınır. Kime de gönül hoşluğu, güzel bir yemek yeme amacı ve tamahkar olmaksızın ondan bir şey verirsek (o kimse de bunu alırsa) o şey o kimse için bereketli  Kılınmaz.

 

- - -

İsnadı hasendir. İbn Hibban 5/89 (3205) ve Bezzar, müsned 1/435 (920)

 

 

 

(:-852-:) Havle binti Kays anlatıyor: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, (bir gün) bize geldi. Ona bir yemek (hazırlayıp önüne) sunduk. Elini onun içine sokunca sıcak olduğunu anladı. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

 

"Acıdı!" buyurdu. Daha sonra Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Ademoğlu'na bir soğukluk isabet etse:

 

«Acıdı» der. Eğer ona bir sıcaklık isabet etse: «Acıdı» der" buyurdu.

 

Daha sonra Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile Hamza b. Abdilmuttalib dünyaenın hali) konusunda birbirleriyle konuştular. Nihayet Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

 

"(Bu) dünya (malı), hoş ve tatlıdır. Kim gereği şekilde onu elde etmeye çalışırsa kendisi için bereketli kılınır. Kim de Allah ve Nebi'in dağıtacağı ganimet malından değişik yollara başvurarak almaya kalkarsa kıyamette kendisi için sadece ateş vardır" buyurdu.

 

- - -

isnadı ceyyiddir. ibn Hibban 4/242 (2881), Taberani, M. el-Kebir 24/230 (538, 582, 587),

Abdurrezzak, Musannef 4/59 (6962), müsned Humeydi 1/171 (353), Ahmed, müsned (6/378) ve Tirmizi, sünen (2375)

 

Derim ki: Sahlh'te bu nadisin son kısmından bir bölüm yer almaktadır.  (Buhari, zekat 47; Müslim, zekat 123 (1052)'de Ebu Said el-Hudri'den)

 

 

 

(:-853-:) Başka bir kanaıla yukarıdaki hadisin aynısı naklediimiştir

 

Derim ki: Bu hadisi benzer senedle bundan dana kısa bir şekilde zikretn:ıiştir.

 

- - -

İsnadı ceyyiddir. İbn Hibban 7/22-23 (4495)